078
40° 50' 54" K
30° 11' 46" D
Արմաշի Չարխաբան Սուրբ Աստուածածնի վանք

Armaş ya da Çarkhapan Meryem Ana Manastırı

Armaş ya da Çarkhapan Meryem Ana Manastırı
Share Page

Armaş Çarkhapan (Kötülüğü Defeden) Meryem Ana ya da Surp Asdvadzadzin Manastırı, Batı Anadolu’da, Nikomedia’nın [İzmit] 25 kilometre kuzeybatısında, 40° 50’ Kuzey enlemi, 30° 11’ Doğu boylamında yer alır. Ermeni köyü Armaş’ın [Akmeşe] yakınındaki bir tepenin üzerine inşa edilmiş olan manastırın etrafı güzel bahçelerle çevriliydi.

15. yüzyılda Armaş’ta bir Ermeni varlığı mevcut olsa da, köy nüfusunun, esas olarak, 16. ve 17. yüzyıllardaki Türk-İran savaşları sırasında, özellikle de 1608’de, Nikomedia ve Bursa bölgesine gelen çok sayıda Doğu Ermeni’sinin torunlarından oluştuğu genel kabul gören bir bilgidir. Ermeni nüfusundaki bu artış ve bundan kaynaklanan ekonomik gelişme, bölgede dinî bir merkezin ve hac mekânının kurulmasını gerektirmişti: Bu merkez Armaş Manastırı olacaktı.

Vue générale du monastère d'Armache. (CPA coll. privée).

Manastır, kendi tanıklığına göre, daha önce Trakya’daki Rodosto [Tekirdağ] Ermeni Kilisesi’nin kurucuları arasında yer alan, vakanüvis vartabed Krikor Taranağtsi ya da Gamakhetsi (Taranaği’li ya da Gamakh’lı [Kemah] Krikor, 1576-1643) tarafından, 1611 yılında kurulmuştur. Başka kaynaklarda, manastırın kurucusunun, çevredeki Geyve, Bazar [Pazar], Sölöz, Gürle, Bandırma, Balıkeser [Balıkesir], Kirmasti [Mustafakemalpaşa] ve Biğa [Biga] gibi pek çok yerleşim biriminin kiliselerinin bağlı olduğu, Armaş Episkoposluk Bölgesi’nin ilk episkoposu Tateos olduğu belirtilir. Başepiskopos Partoğomeos Gabudikyan’ın 1786 yılında, burada dinî bir cemaat oluşturması ve bir okul açmasıyla birlikte, Armaş için yeni bir dönem başlamıştır. Bununla birlikte, manastır, Türkiye Ermenileri nezdinde Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesine kadar devam edecek belirleyici bir rol oynama noktasına, ancak 1860’lı yıllardan itibaren gelmiştir. 1864 yılında manastırda bir matbaa kurulmuş ve Huys (‘Umut’) dergisi yayımlanmaya başlamıştır. Armaş Manastırı 1866 yılında, daha önce bağlanmış olduğu Nikomedia Episkoposluk Bölgesi’nden ayrılmış ve özerk bir başrahiplik makamı olmuştur. Bu değişikliğin başaktörü olan Peder Kevork Aleksanyan, 1869 yılında Armaş başepiskoposluğuna getirilmiştir. Aleksanyan 1872 yılında, yapımına 1866 yılında başlanmış olan yeni bir kilisenin inşaatını tamamlamıştır. Aleksanyan’ın halefi Khoren Aşıkyan (1872-1888), Armaş’ta, Ğevontiyants adıyla bilinen bir yatılı okul kurmuştur. Bu okulun başarısı, Avrupa’dan ithal edilen yeni makinelerle donatılan matbaanın gelişmesi ve manastırda yoğunlaşan entelektüel potansiyel sonucunda, bu yıllar gelecek vaat eden bir dönem olmuştur. Ancak, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı Armaş Manastırı için yıkıcı sonuçlar doğurmuş, okul kapanmış ve Huys dergisinin yayını durmuştur.

Fête de la Sainte-Croix, présidée par le patriarche Eghiché Tourian (BNu).

Büyük zorluklara ve kısıtlı imkânlara rağmen, Başepiskopos Khoren Aşıkyan manastırı tekrar ayağa kaldırmayı, okulu yeniden açmayı ve Armaş’a en parlak dönemini yaşatmayı başarmıştır. Ne var ki, 27 Eylül 1888 günü çıkan büyük bir yangın, Armaş köyünün önemli bir kısmıyla birlikte, manastırın Ğevonyiyants Okulu’nun bulunduğu güney kanadını harabeye çevirmiştir. Yine de, Khoren Aşıkyan Hazretleri’nin (I. Khoren, 1888-1894), bu olayın hemen ardından Ermeni patrikliğine yükselmesi, hasarların hızla onarılmasını sağlamıştır. Manastır 1866 yılından beri doğrudan patrikliğe bağlı olduğundan, Patrik Khoren burayı, Venedik kentinin 16. yüzyıldan beri Avrupa’da Ermeni matbaacılığının ve edebiyatının gelişmesinde oynadığı role atfen, ‘Türkiye Ermenilerinin Venedik’i’ olarak adlandırılacak büyük bir entelektüel merkez haline getirme arzusunu hayata geçirebilmiştir. Öte yandan, 19. yüzyılda, özellikle de 1863 yılında Ermeni Milleti Nizamnamesi’nin ilanıyla birlikte, İstanbul Ermeni Patrikliği, Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerinin dinî, siyasi ve kültürel yaşamında merkezî bir kurum haline gelmiş ve imparatorluk sınırları dahilinde yaşayan Ermeni milletinin ihtiyaç duyduğu dinî ve entelektüel kadroların yetiştirilmesi için modern bir ruhban okulunun açılması gereği doğmuştur. İstanbul Ermeni Patrikliği’nin büyük ruhban okulu, bu süreçte, 1889 yılında Armaş’ta faaliyete geçmiştir.

Patrik Khoren’in ardından Armaş Manastırı’nın başına geçen Başepiskopos Mağakya Ormanyan, manastırda büyük çalışmalar başlatmıştır: Başına Yeğişe Turyan’ın getirildiği ruhban okuluna ev sahipliği edecek büyük bir bina inşa ettirmiş; pek çok eklenti bina yaptırmış ve bir ipekçilik atölyesi açtırmış; dutluklar oluşturmak için çok sayıda ağaç diktirmiş ve bir su değirmeni yaptırmıştır. Ormanyan’ın yedi yıllık görev dönemi (1889-1896), manastır tarihinin en parlak dönemi olmuştur. Ancak, 1895 katliamları bu atılımı geçici olarak kesintiye uğratmıştır: Ormanyan ve Turyan, pek çok hoca ve öğrenciyle birlikte Armaş’tan ayrılmak zorunda kalmış, manastırın idaresini, onlara vekaleten Peder Nerses Der Partoğomeosyan üstlenmiştir. Bu gergin ve güvensiz dönemde, manastıra hac ziyaretleri de zorlaşmış ve seyrekleşmiştir. Ormanyan’ın 1896 yılında patrik seçilmesiyle, Armaş Manastırı’na patriklik makamından aylık bir ödenek bağlanmış ve bu sayede, manastırın faaliyetleri tekrardan canlanmaya başlamıştır. Artık başepiskopos olan Yeğişe Turyan -1902 yılında İstanbul, 1921 yılında da Kudüs patrikliğine getirilmiştir - 1898 yılında manastırın idaresini üstlenmiştir; 1904 yılından 1907 yılına kadar bu görevi yürüten Peder Torkom Kucagyan da, 1929 yılında Kudüs’te, Turyan Hazretleri’nin yerine patriklik makamına getirilmiştir. 1908 Jön Türk Devrimi’yle birlikte gelişen karışıklıklar, Armaş’ı da etkileyerek, manastır faaliyetlerinde ani bir yavaşlamaya yol açmıştır. İleride Kilikya Katolikosu II. Sahag’ın (bkz. no. 73) yardımcısı olacak Peder Papgen Güleseryan, duruma istikrar getirerek, manastır faaliyetlerine yeni bir canlılık kazandırmıştır. Girişimci bir din adamı olan Peder Mesrob Naroyan da, 1915’e kadar Güleseyan’ın bu çabasını sürdürmüştür.

Mosquée édifiée à l’emplacement du bâtiment du séminaire et fontaine, 2011 (Coll. Zakarya Mildanoğlu).

Armaş’taki hocalar ve yatılı öğrenciler, Türkiye Ermeni milletine çok sayıda fedakâr kilise adamı ve kadro sağlayarak, Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerinin entelektüel ve dinî yaşamında önemli bir rol oynamıştır. Armaş, 1889 yılında yeni bir kütüphanenin kurulmasıyla, birinci sınıf bir kültür merkezi haline de gelmiştir. 1904 yılında bu kütüphanede 223 adet eski elyazması muhafaza ediliyordu ve 1914 yılına gelindiğinde bu sayı iki katına çıkmıştı. Ermeni Soykırımı, Armaş cemaatinin tamamının tehcir edilmesine yol açmanın yanı sıra, manastırda toplanmış olan paha biçilmez hazinelerin yok olmasıyla da sonuçlanmıştır.

Armaş Manastırı’nda şu yapılar yer alıyordu:

• 1611yılında inşa edilen, 1720 yılında, ardından 1790’lı yılların sonunda, son olarak da 1804 yılında yağmacı çeteler tarafından talan edildikten sonra, 1820 yılında yenilenen Surp Asdvadzadzin Kilisesi. Kilise 1866-1872 yılları arasında baştan sona yeniden inşa edilmiş, 1908-1909 yıllarında da çatısı yenilenmişti. 1892 yılında, kilisenin güneydoğu köşesine kubbeli bir çan kulesi eklenmişti. Kilisede İtalyan bir sanatçıya ait bir Meryem Ana portresi bulunuyordu.

• 1889 yılında, 1786’da kurulmuş olan bir okulun yerinde inşa edilen büyük ruhban okulu binası.

• 1890 yılında, 1888’deki yangında yok olan eski yapıların yerinde inşa edilen, 40 odalı büyük bir bina olan misafirhane.

• 1890’lı yıllarda kurulan, 1911 ve 1913 yıllarında modern bir teçhizatla donatılan -ve Armaşlı hayırseverler Apig ve Matus kardeşlerin adıyla, Unciyan değirmeni olarak anılan- bir su değirmeni.

Le moulin du monastère (BNu).

• 1892 yılında inşa edilen bir binada faaliyet gösteren bir ipekböcekçiliği atölyesi.

• Manastırın kıymetli koleksiyonlarına ev sahipliği etmek üzere 1911 yılında inşa edilen bir kütüphane-müze.

• 1827 yılında inşa edilmiş bir çeşme.

• 1910 yılında yeniden düzenlenen zırai mahsul depoları ve bir bostan.

• 1863 yılında inşa edilen ve 1912 yılında ahşap bir köprüyle erişimi kolaylaştırılan bir çiftlik.

Manastır dutluklara da sahipti.

Armaş, sadece Nikomedia bölgesinden değil, çok daha uzak yerlerden dindarları kendine çeken büyük bir hac mekânıydı. Konya, İzmir, Kütahya, Bursa, İstanbul, Edirne, hatta Bulgaristan’daki Plovdiv [Filibe] şehrinden hacılar Armaş’a gelirdi.

Séminaristes dans le réfectoire (BNu).

1915’te yağmalanan Armaş Manastırı, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından gaspedilmiş ve önüne gelen tarafından yağmalanmak üzere kaderine terk edilmiştir. 1923-1924 yıllarında bölgenin Kemalistler tarafından işgal edilmesinin hemen ardından, kilise ve bitişiğindeki yapıların yıkımına başlanmıştır; kalan duvarların bir bölümü aynı yerde bir caminin inşasında kullanılmış, 1994 yılında ise bu caminin yerine daha büyük bir yenisi inşa edilmiştir. Ruhban okulu binası, 1990’lı yılların başında hâlâ ayaktaydı. 1999 depreminde hasar gören bina aynı yıl yıkılmıştır. Metruk ve harap durumdaki eklenti binaların, eski matbaayı da barındıran küçük bir kısmı, 2011 yılında halen görünür durumdaydı. Burası uzun süre çöplük olarak kullanılmıştı. Aynı tarihte, çeşme ile daha uzaktaki su değirmeninin metruk binası da hâlâ görülebiliyordu.

Épriguian, 1903-1905, I, 313-315. Armache, 1914, passim. Minasyan, 2000, 32-39. Özkan, 2000, 32-35.

078
40° 50' 54" K
30° 11' 46" D
Armaş ya da Çarkhapan Meryem Ana Manastırı
Արմաշի Չարխաբան Սուրբ Աստուածածնի վանք
-
079
Le monastère de la Sainte-Mère de Dieu à la Belle Vue
073
Sis Surp Sopia Kilisesi ve Sis Katolikosluğu
-